Geleceğe Not -Kovidli Günler-

Koronavirüs
Yeni bir yazı serisi ile karşınızdayız. Bu yazı serimizde, günümüz yaşamındaki şartları geleceğe aktarmayı hedefliyoruz. Kim bilir, yıllar sonra okunduğunda 2022 yılında neler yaşanmış, hangi şartlar hakimmiş daha iyi anlaşılabilir. Hatta bu şartları yaşayan bizler yıllar sonra bu yazıyı okuduğumuzda hatıralarımız canlanır ve bulunduğumuz şartlara göre daha iyi veya kötü olduğuna kanaat getirebiliriz.

Yıl 2022 ve şubat ayının 18. günü olan bir cuma günü. Maske takmak artık günümüz şartlarında zorunluluktan çıkarak bir gereklilik haline geldi. Herkes maske takmayı çok içselleştirdi tabii istisnai durumları da var elbette. Maske takmaktan sıkılan insanlar, nefes darlığı çekenler, kendine maskeyi yakıştıramayanlar gibi çeşitli sebeplerle maske takmayan insanlar da mevcut. Her ne olursa olsun artık kimsenin gözlerinde, 2019'un sonlarında Kovid nedeniyle ilk kez maske takan insanları gördüğündeki şaşkınlığı görmüyoruz. Çünkü insan bulunduğu ortama hızlıca alışabilen bir canlıdır.

Ev ortamında, farklı aileler buluştuklarında virüslü bir kişi yoksa maske takılmıyor artık. Yine Koronavirüs'ün ilk çıktığı zamanlar eve bir misafir geldiğinde mesafeli oturma, maske takma gibi önlemler alınabiliyordu. Artık onların da büyük oranda azaldığını görüyoruz. Kovid'in herhangi bir varyantına yakalanmayan insan sayısı çok az. Kovid'in ilk günlerinde bir teori olan "sürü bağışıklığı" aşılar ve hastalığı atlatan milyonlarca insan sayesinde artık bir teori olmaktan öteye gidip Koronavirüs'ten tek kurtuluş yoluna dönüştü. Bu da haliyle insanlarda önlemler konusunda biraz gevşemeye yol açmaktadır.

2000'li yılların başlarında çıkan birçok bilim-kurgu filmlerinde virüslerin dünyaya hakim olduğunu ve virüs bulaşmayan bir avuç insanın yaşam mücadelesini sıklıkla izlemişizdir. Ölümcül Deney, Salgın, Cehennem, ve birçok zombi temalı film, çeşitli farklılıklar gösterse de özünde bir olan virüsün yayılmasını ve dünyanın yok oluşunu temeline almaktadır. Sadece filmlerle sınırlı kalmayıp bilgisayar oyunları, romanlar, hikayelerde de bu tema sıklıkla işlenmiştir. 2019 yılında fitili Kovid ile başlayan bu küresel virüs, acaba filmlerde izlediğimiz, romanlarda okuduğumuz gibi dünyayı bir yok oluş serüvenine mi götürecek? Bu soru henüz çok fazla irdelenmese de herkesin beklediği bir son olarak karşımıza çıkıyor.

Görüştüğüm birçok insan, bu konuyu tartıştığım birçok kişi, virüslerden ve virüsler nedeniyle suya, yiyeceğe, yaşama daha elverişli yerlere erişimi hedefleyen ülkelerin birbiri ile yapacağı savaşlar sonucunda insanlığın sonunun geleceğine inanıyor. Kovidli günler, virüslü yaşam bizi, günümüz şartlarında yaşayan insanları, bu düşünceye şiddetle yaklaştırmaktadır. Sürekli olarak yeni bir varyantın çıkması, virüsün sürekli olarak ortama uyum sağlaması ve bir şekilde yok olmayıp bulaşıcılığının artması, Dünya için karamsar bir gelecek hazırlıyor olabilir. 

Peki siz Koronavirüs ve Kovidli günler hakkında günümüz şartlarında yaşayan bir birey olarak ne düşünüyorsunuz? Sizin aileniz ve çevreniz de yazımızda belirttiğimiz gibi mi yaşıyor, düşünüyor? Siz de yeni yazı serisi ve bu yazı ile ilgili düşüncelerinizi yorum kısmında belirtirseniz çok sevinirim.

Herkese sağlıklı günler dilerim, hoşça kalmanız dileğiyle...

1 yorum:

Yorumlarınız Bizim İçin Kıymetlidir, Düşüncelerinizi Paylaşırsanız Seviniriz :)

Blogger tarafından desteklenmektedir.