DİVAN EDEBİYATI


 

    Merhaba sevgili okurlar, bu yazımda bloğa açacağım yeni bir bölümden bahsetmek istiyorum. Bloğumuza "Divan Edebiyatı" adlı bir bölüm açacağım ve bu bölümümüzde Divan edebiyatına, bu edebiyata mensup şairlere, şiirlere ve bu edebiyata ait birçok unsura yer vermek istiyorum. Bildiğiniz üzere ben Türk dili ve edebiyatı mezunuyum ve şu anda Eski Türk Edebiyatı yani Divan edebiyatı üzerine yüksek lisans yapmaktayım. Böyle bir bölüm oluşturarak size elimden geldiğince bu edebiyatı tanıtmaya, anlatmaya ve sevdirmeye çalışacağım. Şimdi arkanıza yaslanın, bu bölümdeki ilk yazımda Divan edebiyatına kısa bir giriş yapacağız.

    Divan edebiyatı, Klasik Türk edebiyatı, Eski Türk edebiyatı gibi birçok değişik şekilde adlandırılan bu edebiyat 13. yy ile 19. yy arasını kapsamaktadır. Bu yüzyıllar arasında Mevlana, Yunus Emre, Ali Şir Nevai, Avni (Fatih Sultan Mehmet), Fuzuli, Baki, Nedim, Şeyh Galip gibi birçok değerli şahsiyet bu edebiyata mensup olarak eserlerinin oluşturmuşlardır.

    Divan edebiyatında üç karakter vardır; aşık, sevgili ve ağyar yani aşığın rakibi. Aşık dediğimiz kişi şairin  kendisidir ve şair bir sevgiliye aşıktır, sürekli onu görmek, onunla birlikte olmak ister ama sevgili o denli vefasızdır ki aşığın hiçbir isteğini kabul etmez, ona olabildiğince eziyet etmeye çalışır. Aşığımızın bir de rakibi vardır. Rakip denmesinin nedeni de anlayacağınız üzere aşığın sevgiliye kavuşmasını engelleyen kişidir.

    Aşık sürekli sevgilinin muhitinde, kapısının eşiğinde bulunur. Sevgiliyi görmeden geçireceği her an onun için zulümdür. Aşık, sevgisinin esiridir, sevgisi yüreğini öylesine yakıp kavurmaktadır ki sevgilisini bir an olsun aklından çıkarmamaktadır. Aşık, sevgisinden dolayı ne kadar acı çekerse çeksin bir an olsun sevgisinden vazgeçmez ve artık öyle bir hale gelir ki çektiği acıdan zevk almaya başlar.

    Sevgili ve rakip sembolik kişilerdir. Bazı beyitlerde şair, sevgiliden bahsederken aslında Allah'a olan aşkını dile getirmektedir, böyle şiirlerde de rakip dünyanın güzellikleri olmaktadır. Dünyanın insanı oyalayarak Allah'ı anmasını engellemesi sebebiyle rakip diyebiliriz. Böyle bir anlatıma genellikle Fuzuli'nin Şeyh Galip'in ve Şeyhülislam Yahya'nın şiirlerine rastlıyoruz. Bunun tam tersi olarak Nedim'in ve Kani'nin eserlerinde ise bayanlara yazılan şiirler vardır. Sevgiliden kastedilen bir bayandır ve beşeri aşk temasında şiirler oluşturulur. Görüldüğü üzere şiirler ilahi ve beşeri aşk olmak üzere iki şekilde işlenmektedir. Bunun farkına varıp anlamak da okuyucunun bilgisine ve becerisine kalmış bir durumdur.

    Divan edebiyatı apayrı bir dünyadır, şairleri anlayabilmek için bu edebiyatın diline, üslubuna, söz sanatlarına çok hakim olmak gerekir; çünkü Divan edebiyatı sanatçıları yüksek edebi değere sahip insanlardı. Birçoğu Arapça ve Farsça'nın yanında birçok dile ve kültüre hakim oldukları için eserlerini oluştururken çok farklı kaynaklardan faydalanıyorlardı. Bu sebeple bir şairi anlamak için onun edebi kişiliğinin yanında hayatını ve yaşam tarzını da bilmek gerekmektedir.

   
    Evet sevgili okurlar Divan edebiyatını mümkün olduğunca sizi sıkmadan, terimlere boğmadan anlatmaya çalıştım. İlerleyen günlerde gazel şerhleri, Divan edebiyatı şairlerinin ilginç yönleri, en çok beğenilen beyitleri incelemek gibi bu edebiyata ait birçok unsuru sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Şimdilik yazımı burada noktalıyorum, sizler bu yazıyı okurken ben araştırmalarıma ve yazı çalışmalarıma devam etmekte olacağım. Sağlıcakla kalın.






25 yorum:

  1. Merakla bekliyor, zevkle okuyor olacağız:)
    Eski Türk Edebiyatı üzerine yüksek lisans yapma isteginizden ve cesaretinizden dolayı tebrik ederim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevdiğim bir edebiyat, inşallah ilerleyen günlerde yeni yazılar da olacak. Ben de ilginiz için çok teşekkür ederim :)

      Sil
    2. Ben de mücahit ,ben de tebrik ediyorum, eski edebiyat iddialı bir ders, öabtde,en zor sorular eskilerden geliyor.

      Sil
    3. Teşekkür ederim Zeynep:) Haklısın bazen çok zor sorular çıkabiliyor.

      Sil
  2. Divan edebiyatı deyince lisede ezberlemeye çalıştığımız anlamadığım terimler geldi aklıma :) Dilerim senin yazdıklarınla ön yargılarımızdan sıyrılır ve daha kolay anlarız :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elimden geldiğince terimlere boğmadan, eğlenceli konular seçerek yazılarımı oluşturmaya çalışacağım. Umarım başarılı olurum :)

      Sil
  3. Lisede edebiyat bölümündeydim ve oldukça sıkılırdım. Çok şey de anladığım söylenemez zaten. Ama bazı dizeler de tekerleme gibi dilimize dolanmıştı o zamanlarda. :)
    Bu çalışmalarınızı takip etmeye çalışacağım elimden geldiğince. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bu yazıları eğlenceli bir şekilde okuyucuyu sıkmadan oluşturmayı düşünüyorum ve eğlenirken de ufak ufak bilgiler vermeyi amaçlıyorum. Umarım seversiniz ve beğenirsiniz. İlginiz için teşekkür ederim :)

      Sil
  4. Divan Edebiyatı için iki seçenek vardır. Ya ilgini çeker ya da anlamakta güçlük çekersin. Aslında bazı terimler iyi bilindiğinde ki bunlar sık tekrarlanan terimlerdir, beyitler okuyana keyif verir. Fuzuli, hem beşeri hem de ilahi aşkı işliyor diye hatırlıyorum. Leyla ile Mecnun ve 'maz mı' redifli gazel ilk aklıma gelenler. Liseyi Edebiyat bölümünde okumanın haricinde ilgi alanım sürekli bu yönde olduğunda keyifle okuyacağım yazıları.

    Kitaplarla ilgili yazınıza yorum yazmıştım ama son anda teknolojinin azizliğine uğradı sanırım. Paylaşım için teşekkürler, sevgilerimle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız Divan edebiyatında sık sık kullanılan temalar var, bunlar mutlaka bilinmeli ki şiirleri anlayabilelim. Sizin gibi edebiyatla iç içe olan insanların yazılarımı takip etmesi beni hep daha iyi yazmaya iten bir etken oluyor, teşekkür ederim ilginiz için :)

      Sil
  5. Çok değerli bilgilerden oluşan bu seriyi merakla bekliyor olacağım. Özverili bir çalışma olacak. İnan çok sevindim oğlum. Emeklerine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlginiz için çok teşekkür ederim :) Elimden geldiğince bu edebiyatı eğlenceli bir şekilde yazılarımda işlemeye çalışacağım :) Onun dışında hikaye ve deneme türüne de tam gaz devam etmeyi düşünüyorum :)

      Sil
  6. Merhaba aşık Mücahit. Değerli yazını okudum,marakla ardını bekliyorum.
    Ben de Divan Edebiyatın sevenlerdn biriyim.
    Bazen şiirler de söylerim. Örnek için,Azerbaiyan türkçesinde yazdığım bu şiiri, Türkiye türkçesine çeviriyorum:
    Tarı sen kendin yardım et bana
    Sıkılıp ürek dara kalmışım
    Deyiptir bana dört yanımdan ok
    Boyanıp kana yara kalmışım
    .
    .
    .
    Koymadı ayak yarın bağına
    Genclikte çatıb koca çağına
    Pirikli gidiyor dar ayağına
    Çatacak boğaz dara kalmışım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Abicim şiir yazdığını bilmiyordum, bu vesile ile öğrenmiş oldum :) Eline sağlık çok güzel bir şiir olmuş. Sizin gibi edebiyatla iç içe olan insanların yazılarımı takip etmesi beni daha da heyecanlandırıyor. İnşallah size layık nitelikli yazılar yazmaya çalışacağım. Teşekkür ederim :)

      Sil
  7. bu kadar kitap okuyorum bari ilmini de öğreneyim diyerek aöf Türk dili ve edebiyatına kayıt oldum , 2 yılı da bitirdim ve fakat kitap okumakla aynı şey olmadığını anlamam çok kısa zamanda ortaya çıktı . Divan edebiyatı da edebiyatımız gibi sitem kurbanı diye düşünüyorum , bu bölümü ilgi ile takip edeceğim , kolaylıklar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Divan edebiyatı ince düşünce, sembolik anlatım ve yüksek hayale dayalı bir edebiyat ve bunlar anlaşılmayı zorlaştırdığı için hep insanlar hep kaçıyorlar bu edebiyattan ve özellikle liselerde çok yanlış öğretiliyor. Ben elimden geldiğince eğlenceli ve zevkli yazılarla bu edebiyatı anlatmaya çalışacağım. İlginiz için teşekkür ederim :)

      Sil
    2. Bizim lisede klasik edebiyata dair sadece Su Kasidesi'ni hatırlıyorum biliyor musun Mücahit, ben lise 3 te Tanzimat Dönemi'ndeyken ilgi duymaya başladım, 1. Sınıfta ben edebiyatı çok merak ediyordum ama teorikti, beklentilerimi karşılamadı , 2de severim dedim yine olmadı, 3te sevdim, bence edebiyat tarihine göre düzenlenmemeliydi program. Bu bana göre değil sadece.Tabi bu eğitimde tartışılacak bir konu.

      Sil
    3. Evet Zeynep dediğin gibi eğitim konusunda tartışmak gerekiyor ve yeni düzenlemeler gerekiyor, haklısın.

      Sil
  8. Çok iyi düşünmüşsünüz sayenizde biz de unuttuklarımızı hatırlar, bilmediklerimizi öğreniriz... Takipteyim sizi de bloguma beklerim, sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim ilginiz için :) Divan edebiyatı ile ilgili yeni yazımı da paylaştım, okuyabilirsiniz. Ben de sizi takipteyim.

      Sil
  9. Bizim hocamız altını çize nize dedi ki eski edebiyatta tasavvufu amaç ve araç edinenler vardır ,biz şiirinde tasavvufi ögelere yer veren her şaire mutasavvıftır demiyoruz, yoksa yanılırız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bence de öyle, doğru söylemiş. Herkese mutasavvıf demek bazen bizi yanıltabilir. Dikkatli olmak gerekiyor.

      Sil
  10. Bizim hocamız altını çize nize dedi ki eski edebiyatta tasavvufu amaç ve araç edinenler vardır ,biz şiirinde tasavvufi ögelere yer veren her şaire mutasavvıftır demiyoruz, yoksa yanılırız.

    YanıtlaSil
  11. Güzel bir çalışma bizi bekliyor gibime geldi.Emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdiye kadar birkaç çalışmam oldu, devamı da gelecek inşallah :)

      Sil

Yorumlarınız Bizim İçin Kıymetlidir, Düşüncelerinizi Paylaşırsanız Seviniriz :)

Blogger tarafından desteklenmektedir.