DİVAN EDEBİYATI GELENEĞİNDE "TUBA AĞACI VE KULAK ÇINLAMASI"

Merhaba değerli okurlar bu yazımda size cennette var olduğunu bildiğimiz bir ağaç olan Tuba ağacının Divan edebiyatına yansıyan yönünden bahsetmek istiyorum. Bu konuyu hazırlarken kıymetli Eski Türk edebiyatı hocam İskender Pala'nın "Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü" adlı kitabından da faydalandım bunu da belirtmek isterim.

Bildiğiniz üzere Divan edebiyatı, hayallerin doruğa ulaştığı, okuyanları mest eden ve derininde sakladığı anlamlarla bizi kendine hayran bırakan bir edebiyattır. Bu sebeple Divan edebiyatına giren bir unsur usta şairlerin zihin dünyalarında yoğrulur, zamanla her şairin yeni bir yorum katması ile sıradan bir unsur bile olsa yıllar sonra bakarsınız efsanevi bir şeye dönüşmüş olabilir. Lafı daha fazla uzatmadan konumuza giriyorum nitekim hepinizin ilgisini çekeceğini düşünüyorum.

Tuba ağacını hepimiz biliyoruz, cennette var olan ve kökü gökte olup dalları ve meyveleri aşağı sarkan bir ağaç. İnsan bu ağaçtan bir meyve koparıp hangi meyve niyetine yerse o meyvenin tadını verdiğine inanılıyor. Tuba ağacını bu şekilde kısaca tanıdık. Bu bir kenarda dursun.

Tuğba ağacının bu şekilde, kökü gökte ve dalları aşağı doğru sarkık şekilde olduğuna inanılıyor.
 Hepimizin bazı zamanlar kulağı çınlamakta değil mi? Hatta bunun üzerine biri beni anıyor diyoruz. Çınlamanın derecesine göre kimi zaman andı oluyor kimi zaman şiddetli çınlamalarda ise bizi biri çekiştiriyor diyoruz. Bunu da aklımızın bir kenarına koyduk. Şimdi Tuba ağacı ve çınlama ne alakası var diyebilirsiniz. Bu sebeple hemen açıklıyorum.



Divan edebiyatı geleneğine göre, Tuba ağacında her insana ait bir yaprak bulunurmuş. Bu yaprak insan ölene kadar bu ağaçta durur ve insan öldüğü an ise ağaçtan koparak aşağı düşermiş. Ağacın kökü yukarıda olduğu için bu ağaçtan düşen yapraklar diğer birçok yaprağa çarparmış. Yaprak aşağı düşerken çarptığı her yaprağın sahibinin kulağını çınlatırmış. Yani yaprağı düşen kişi yakınınız olsun olmasın, o insanı tanıyın ya da tanımayın Tuba ağacında ölen bir insanın yaprağı düşerken sizin yaprağınıza çarparsa bu size kulak çınlaması olarak dönermiş. Biz hep bunu biri bizi anıyor diye yorumluyoruz ve gerçekten de haklıyız; çünkü bizi ölüm anıyor.

Bunun bir rivayet olduğu söyleniyor, nitekim kimse gidip Tuba ağacını görüp bize anlatamayacağına göre hep bir rivayet olarak kalacaktır; ama biraz düşünüldüğünde bana mantıklı ve gerçek olma ihtimali yüksek bir rivayet gibi geliyor. Siz bu konuda ne düşünürsünüz, inanır mısınız inanmaz mısınız bilemiyorum. Fikirlerinizi de çok merak ediyorum sizce böyle bir rivayete  inanmalı mıyız, siz Tuba ağacı ve kulak çınlaması hakkında neler biliyorsunuz? Benimle fikirlerinizi ve bildiklerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.

Diğer yazılarımı okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz, bir başka Divan edebiyatı geleneğinde görüşmek üzere tabi yaprağımız düşmezse :)

6 yorum:

  1. Ben ilk defa duyuyorum ve gerçekten çok şaşırdım. İlgi çekici bir yazı olmuş devamını bekliyorum, takipteyim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim ilginiz için, devamını getirmeyi düşünüyorum ilerleyen zamanlarda :)

      Sil
  2. Zevkle okuyorum.Senden öğreneceğim çok şey var sanırım :) Tuba ağacının bu kadar özelliği olduğunu bilmiyordum.Resim koyman da iyi olmuş :) Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfurullah, asıl benim sizden öğreneceğim çok şey var :) Beğenmenize ve ilginize çok sevindim, teşekkür ederim :)

      Sil
  3. Her yazıyı merakla okuyorum gerçekten, emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil

Yorumlarınız Bizim İçin Kıymetlidir, Düşüncelerinizi Paylaşırsanız Seviniriz :)

Blogger tarafından desteklenmektedir.