Cesur Yeni Dünya -İnceleme-

Cesur Yeni Dünya - Aldous Huxley
Bol bol ayraç biriktirmenin faydaları :)

Herkese merhaba, yeni bir roman incelemesi ile beraberiz. Ele alacağımız roman Aldous Huxley'in yazmış olduğu "Cesur Yeni Dünya" adlı eseridir.


BEN KEYİF ARAMIYORUM...
GERÇEK TEHLİKE İSTİYORUM,
ÖZGÜRLÜK İSTİYORUM... GÜNAH İSTİYORUM."

Cesur Yeni Dünya romanı, tıpkı 1984 romanında olduğu gibi bize bir ütopya sunuyor. Bu ütopyada insanlık teknolojik olarak çok ilerlemiş ve herkesin mutlu olmasını, sistemin bozulmadan işlemesini amaçlayan bir yapısı var. Tüm sistemin ait olduğu kişi Ford hazretleridir. Ford adlı bu kişi sistemin kurucusudur ve Cesur dünyanın kurallarını tayin edip asıl yöneten kişidir.

Cesur dünyada insanlar tek dine mensuptur o da işleyen sistemdir. Hiçbir şekilde ilahi bir boyut yoktur.  Aile düzeni tamamen bozulmuştur, evlilik yoktur. İnsanlar devasa fabrikalarda hangi iş kolu için yaratılıyorsa o iş koluna uygun şekilde makineler aracılığıyla yaratılır. 

İnsanlar Epsilon, Gama, Beta, Alfa olmak üzere kast sistemine göre yaratılır ve yönetilir. Epsilon en alt işçi sınıfını, Alfa en üst yönetimi ifade eder. Tüm sistemi denetleyen denetçiler vardır ve yegane yönetici "Ford hazretleri" olarak ifade edilen kişidir.

Bir insanın hayatını yönetici olarak geçirmesi planlanıyorsa embriyo iken verilen zengin oksijen miktarı, vitamin ve minarellerle zeki, uzun boylu, özgüvenli olması sağlanıyor. Kişiye embriyo, bebeklik ve çocukluk aşamasında her zaman düzenli olarak yönetici özelliği kazandıran uykuda öğrenme dinletileri uygulanır. Okul aşamasında özel olarak ilgilenilir ve tüm bunlar sistem tarafından üstlenilir. Anne-baba kavramı yoktur. 

Bir insanın da işçi sınıfı olarak yaratılması planlanıyorsa verilen oksijen miktarı, vitamin ve minareller düşük tutulur. Hatta embriyo döneminde yeteri oranda zehir veya alkol verilerek gelişimi önlenir. Daha az zeki, kısa ya da orta boylu, cılız bir yapıya sahip olur ve özgüvenini düşürecek, verilen emirlere harfiyen uymasını öğütleyen uykuda öğrenme dinletileri ile embriyo dönemini geçirir. Bebeklik ve çocukluk aşamasında hangi iş kolu için yaratıldıysa o iş kolu ile ilgili bilgilerle donatılır ama asla daha fazlası verilmez. Çünkü hiç kimsenin işleyen sistemi bozmasına izin verilmez. Yönetici olarak yaratılan yöneticilik görevini yapmalı bu şekilde mutlu olmalı, işçi olarak yaratılan işçilik görevini yapmalı, emirlere uymalı ve bundan mutluluk duymalıdır. 

Hastalanma ve yaşlanma olayının teknolojik olarak yok edildiği bu ütopyada "herkes herkes içindir" kuralı uygulanır. Herkes istediği kişiyle birlikte olabilir. Evlilik ve aidiyet duygusu doğuştan yok edilmiştir. Eskiyen eşyalar, giysiler asla onarılmaz yerine yenisi alınır, eğlence ve şehvet üst düzeyde tutulur. Bu şekilde toplum sürekli eğlenmeye, tüketmeye ve alışverişe yönlendirilir. Bu sayede sistem durmadan işler ve insanlar boş zaman bulamayacak şekilde şartlandırılır. Herkesin mutlu olması amaçlanır ancak günlük hayatta yaşanan olumsuz bir olayı kolayca unutmak için "soma" adı verilen bir ilaç kullanılır. Soma adı verilen bu ilaç, dozuna göre kişiye huzur verir ve sistemin içinde ne kadar mutlu olduğunu hissettirir.

Ölen insanlar için yas tutulmaz, cenaze töreni düzenlenmez. Ölüm korku verici bir şey olarak görülmez ve bu unsur bebeklik döneminden itibaren her bireye kabul ettirilir.

Böylesi bir ütopyada bu sistemin dışında "Ayrı Bölge" olarak ifade edilen bir bölge vardır ve bu insanlar Cesur dünyadaki sistemden farklı olarak evlenirler, dinleri vardır, ve doğal yollarla üremektedirler. Yönetici ekibinden olan Bernard bir alfa artıdır. Ancak sistemin kendisini köleleştirdiğini düşünerek diğerlerinden farkı sisteme hizmet etme duygusunu sorgulamaktadır. Bu nedenle Ayrık bölgedeki "vahşi" diye tabir edilen insanların yaşantılarını merak eder ve özel izin alarak sevgilisiyle birlikte Ayrık bölgeye gider. Burada John isimli bir genç ile tanışırlar ve onu Cesur dünyaya götürerek inceleme yapmak isterler. Bu süreçten sonra John'un Cesur dünyada yaşadığı olaylar anlatılır ve bunlar üzerinden insanın yaratışı, güzellik algısı, yaşam gibi felsefik konular tartışılır.


Cesur Yeni Dünya - 1984 Romanlarının Benzerlikleri ve Farkları

Benzerlik olarak her iki roman da bize bir ütopya sunar ve bu ütopyada insanlardan birer robot gibi sisteme hizmet etmeleri ve sistemi bozacak şeylerden kaçınmaları istenir. Bunlar dışında eylemler olduğunda cezalandırılırlar veya sürgüne gönderilirler. Her iki romanda da ilahi dinler ve unsurlar tamamen yok edilmiştir. Aslolan din, sistemin işlemesidir ve sistemin başındaki şahıslar yaratıcı gibi anılmaktadır. Yine iki romanda da sistemi sorgulayan özel karakterler vardır ve olaylar bu kişiler çevresinde döner. Ek olarak 1984 romanındaki sistemi denetleyen düşünce polisleri gibi Cesur Yeni Dünya romanında da sistemin denetçileri vardır ve sıra dışı durumlarda olaylara ya da kişilere müdahale yetkileri vardır. 

Farklılık olarak ise: 
  • 1984'te tüm dünya sisteme ait iken Cesur Yeni Dünya'da ütopyadaki sistemin dışında yaşayan bir azınlık olan Ayrık Bölge unsuru vardır.
  • 1984 romanında sistemi bozan kişilere korkunç işkenceler uygulanır ve sistemi sevdiğine ikna olunana kadar işkenceler devam eder. Cesur Yeni Dünya'da ise daha çok sürgüne gönderme ve bir şeylerden mahrum bırakma cezası uygulanır.
  • 1984 romanında kişilerin ailesi ve çocukları vardır ve doğal yollarla ürerler. Yalnızca bunlardan haz almak yasaktır. Cesur Yeni Dünya'da ise haz almak önemli bir unsurdur ama aile yapısı ve doğal yollarla üreme yoktur.
  • 1984 romanı olay örgüsü ve sonlanma açısından roman tekniklerine uygunken Cesur Yeni Dünya romanı ise olay örgüsü ve sonlandırma açısından roman tekniklerine tam uygun değildir.
  • 1984 romanında her yerde düşünce polisi, insanları dinleyen radyolar varken Cesur Yeni Dünya romanında bunlar yoktur, yalnızca soma adlı ilaç ile insanların sistemde yapay mutluluk elde edilmesi işlenmiştir.


Cesur Yeni Dünya Romanı Hakkında Fikirlerim

Cesur Yeni Dünya romanı hakkında fikirlerimi ileterek yazımı noktalamak istiyorum. Bu romanı okumayı çok istiyordum, merak ediyordum. Okurken zaman zaman zevk alsam da romanın bazı teknik aksaklıkları bu zevki azaltan unsurlar oldular. 

Yaratılan dünyada sistemin en ince ayrıntısına kadar detaylandırılması ve ince ince okuyucuya anlatılması, romana gerçeklik katmıştır. Romanı okurken en çok dikkat ettiğim nokta insanın değersizleştirilmesidir. Ölen bir kişi için yas tutulmaz, cenaze töreni yapılmaz. Bu unsurlar günümüze çok benzemektedir. Geçmişten günümüze insanlık ve insanlar dünya için daha az bir değer ifade eder oldu. Bu yönüyle şu anki yaşantımızla paralel bir konu işlenmiştir.

Umarım Cesur Yeni Dünya romanını size detaylıca ve yeterli düzeyde tanıtabilmişimdir. Her türlü yorumlarınızı benimle paylaşırsanız sevinirim ve diğer kitap önerilerim için buraya tıklayabilirsiniz. Sağlıcakla ve sevdiklerinizle kalın.

Hiç yorum yok:

Yorumlarınız Bizim İçin Kıymetlidir, Düşüncelerinizi Paylaşırsanız Seviniriz :)

Blogger tarafından desteklenmektedir.