Ramazan Ayının Edebiyatımızdaki Yeri ve Önemi

Mavi ve Edebiyat

Merhabalar, bildiğiniz üzere on bir ayın sultanı olan Ramazan ayı, sıcaklarla birlikte geldi. Bu gece ilk sahur yapılacak ve inşallah yarın oruçlu olacağız. Ben de bu vesileyle Ramazan ayının hem kültürümüzdeki hem de edebiyatımızdaki yerine değinmek istiyorum.


Osmanlı Devleti zamanında büyük bir sevinçle karşılanan Ramazan ayı, edebiyatımızda da kendisine önemli bir yer edinmiştir. Divan edebiyatı şairlerinden Yakup Kadri'ye Cenab Şahabettin'e ve Faruk Nafiz'e kadar  edebiyatımızın birçok ünlü ismi, Ramazan ayının gelmesiyle birlikte hem şiirlerinde hem de yazılarında Ramazan ayına yer vermişlerdir. 

Divan edebiyatı şairleri tarafından yazılan ramazaniyeler meşhurdur. Bu eserlerde Ramazan ayının gelişi, faziletleri, oruç tutan insanların halleri, camiler, mahyalar, iftar ve sahur sofraları gibi Ramazan ayı ile ilgili her şey anlatılırdı. Ramazaniyelerde ayrıca Ramazan ayının içerisinde yer alan ve bin aydan daha hayırlı bir gece olan Kadir gecesinin önemi de vurgulanarak Ramazan ayında rahmet kapılarının ardına kadar açıldığında bahsedilirdi. Enderunlu Fazıl, Leyla Hanım, Sururi, Nedim, Ragıp Paşa ve Şeyh Galip gibi birçok Divan şairi ramazaniye türünde eser vermişlerdir.

Ramazaniye türünde eser veren Divan şairlerinin yanında Yakup Kadri, Cenab Şahabettin, Mehmet Akif, Faruk Nafiz gibi edebiyatımızın önde gelen isimleri Ramazan teması çerçevesinde eserler oluşturmuşlardır. Bu alanda önde gelen isimlerden biri Yakup Kadri'dir, onun köşe yazıları her zaman çok ilgiyle karşılanmıştır. Yakup Kadri'nin 1920 yılında İstanbul düşman işgali altındayken İkdam gazetesinde yazdığı bir köşe yazısını hep beraber inceleyelim: 

Bu ramazan, bizde geçmişe ait birçok esefler ve tahassürler uyandırıp duruyor. Genç, ihtiyar hepimiz çocukluğumuzun ramazanlarının masum, birçok tatlı hatıralarıyla doluyuz. Kimimiz bundan 30-40 sene evvelki iftar sofralarını, kimimiz Direklerarası âlemlerini, kimimiz mahyaları, kimimiz Beyazıttaki sergileri, şu kokulu çörekleri, bu sıcak pideleri, hülasa hepimiz bir şey hatırlıyoruz, bir şeyin hasretini çekiyoruz. Bu ramazan bütün eksiklikleriyle doğrusu bize bir dağ-ı derun oldu.

Görüldüğü üzere İstanbul işgal altındayken Ramazan ayının nasıl buruk geçtiğini, eski heyecanın olmadığını Yakup Kadri'nin bu yazısı ile daha net görebiliyoruz. 

Bir zamanlar şairler ve yazarlar halkın arasına karışarak onlardan duydukları güzel cümleleri, sözleri yazıyorlardı. Bu geleneğin bir parçası olan Cenab Şahabettin de halktan duyduğu etkileyici cümleleri bir araya getirerek yazmıştır. İşte o sözlerden birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum:


-Yüksek makamlar ancak hafif başları döndürür.

-Saadet sokakta bulunmaz ve piyangodan çıkmaz; çalışa çalışa kazanılır.

-Duvak altında her kadın az çok güzeldir; duvak açıldıktan sonra Bilmem!

-Göz kulaktan ziyade aldanır. Az aldanmak istersen evvela kulaktan âşık ol, sonra gözden.

-Saadete bir rüya diyorlar: Belki doğrudur ama o rüyayı görmek için uyanık bulunmak şarttır.

-Karnı tok olan için ramazanla bayramın farkı yoktur.

Ne kadar şahane sözler değil mi? Özellikle de son cümle çok etkileyici ve doğruluk payı oldukça yüksek bence. 

Faruk Nafiz Çamlıbel'in alttaki şiiri de Ramazan ayının gelişi ile yazılmış harika bir şiirdir:

Alnımız secdede bulsun bizi her lahza ezan
Ve hazin ömrümüzün her günü olsun Ramazan'
Zikrimiz Arş'ı geçip fecre kadar yükselsin
Mâveralardan ümîd ettiğimiz ses gelsin
Bunların yanında bir de minarelerimizi süsleyen mahyalarımız vardır. Osmanlı Devleti zamanında şairlerimiz ve yazarlarımız Ramazan ayına büyük önem vererek şiirler ve yazılar yazıyorlardı. Bu şiirlerde ve yazılarda geçen güzel ifadeler de mahyalarda kendilerine yer buluyorlardı. Günümüzde bu gelenek maalesef ki unutulmuş durumda. Ne şairlerimiz ne de yazarlarımız Ramazan ayına yeteri kadar önemi vermedikleri için nitelikli eserler ortaya çıkamıyor, nitelikli eser olmayınca da mahyalarda her yıl bilindik yazıları görüyoruz. Ramazan geldiğinde sofralarımızı donattığımız kadar edebiyatımızı ve kültürümüzü de donatsak sizce de güzel olmaz mı? 

Ramazan ayı dinimizde ve kültürümüzde olduğu kadar edebiyatımızda da önemli bir yere sahiptir. Son zamanlarda edebiyatımızda Ramazan ayı ile ilgili nitelikli eserlerin sayısı yok denecek kadar azdır. İnşallah bu durumu tersine çevirerek Ramazan ayını edebiyatımız içerisinde daha çok işlemeliyiz. Bu şekilde Ramazan ayının değerini ve önemini gelecek kuşaklara aktarabiliriz. 

Şimdiden tüm oruçlarınızın ve ibadetlerinizin kabul olmasını dileyerek güzel bir Ramazan ayı geçirmenizi diliyorum. Dualarınızda bize de yer vermeyi unutmayın, sağlıcakla kalın :) Diğer deneme yazılarımı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

9 yorum:

  1. Dualarımızın kabul olduğu güzel ve hayırlı Ramazanlar diliyorum herkese:)

    YanıtlaSil
  2. Ramazan Bayramınız mübarek olsun. Güzel yazı olmuş ve haklısınız bence de edebiyatımızda böyle şeyleri tekrar zenginleştirmeliyiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için. İnşallah zenginleştirebiliriz, size de hayırlı ramazanlar diliyorum.

      Sil
  3. Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, size de hayırlı ramazanlar :)

      Sil
  4. Çok güzel bir yazı olmuş. Cenap Şehabettin'in derlediği sözleri çok beğendim özellikle. Emeğine sağlık. Hayırlı ramazanlar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, beğenmene sevindim. Ben de derleme sözleri çok beğendim. Hayırlı ramazanlar.

      Sil
  5. Merhba blogunuzu ziyarete geldim. Sizi de bloguma beklerim.

    YanıtlaSil

Yorumlarınız Bizim İçin Kıymetlidir, Düşüncelerinizi Paylaşırsanız Seviniriz :)

Blogger tarafından desteklenmektedir.