Edebiyat Sözcüğünün Anlamı Nedir ve Hangi Kökten Türemiştir?



Merhaba Mavi ve Edebiyat okurları, bu yazımda bloğumuzun isminde de yer alan "edebiyat" sözcüğünün anlamını ve kökenini sizlere elimden geldiğince sunmaya çalışacağım.

Edebiyat sözcüğü yıllardır dilimizde olan bir sözcüktür, Türkçe olmamasına karşın halkımız benimsemiş ve bu benimsemeyle birlikte derin anlamlar yüklemiştir. Edebiyat sözcüğü kullanıldığında aklımıza gelen anlamları bir düşünelim; büyük şairlerimiz, yazarlarımız, tasavvuf büyüklerimiz, kitaplar, ansiklopediler, kütüphaneler ve sayıp bitiremeyeceğimiz daha birçok unsur zihnimizde canlanmaktadır. Peki edebiyat denilen bu geniş kavram nedir, hangi dile aittir ve hangi kökten türemiştir, gelin bu soruların cevaplarını hep birlikte öğrenelim.

"Adabiyyat (أدبيّات)" sözcüğü Arapça bir sözcük olmakla birlikte "adab (أدب)" kökünden türemiştir.

"Adab" sözcüğü ise "edep" kelimesinin çoğul şekli olarak karşımıza çıkarak "Toplum töresine uyma, iyi ahlak, incelik ve terbiye (TDK)" anlamlarına gelmektedir.

Edeb sözcüğü Türkçe alfabe ile yazılırken 4 harf, Arapça alfabe ile yazılırken ise 3 harfle yazılır(أدبKelimenin aslı da Arapça olduğu için biz Arapça yazılışı kriter alalım ki Hacı Bektaş da bu şekilde bir kullanımı benimseyerek şu inceliği bizlere sunmuş:



(أدبüç harf:  ب  د ا 

Elif ( ا ) Eline; 
Dal ( د ) Diline;
Be  ( ب ) Beline; sahip ol

Herkes bu kullanımı sıkça duymuştur: "Eline, diline, beline sahip ol." İşte bu kullanım edep sözcüğünün Arapça yazılışından yola çıkarak her harfe ayrı bir anlam yükleyerek ortaya çıkarılmıştır. Hacı Bektaş-ı Veli bu sözle yüzyıllar önce hem tasavvuf anlayışını sunmuş hem de edeb sözcüğüne eskimeyecek bir anlam yüklemiştir.

Edebiyattan girdik edepten çıktık, o zaman şu açıkça belli oluyor ki; "Edebiyat sözcüğünün kökü ve kaynağı edeptir." Yukarıda edebiyat sözcüğünün kökenini ve derininde barındırdığı anlamı gördük, şimdi edebiyat sözcüğünün bizim dilimizdeki anlamına ve edep sözcüğü ile ilişkisine değinelim.

Edebiyat; olay, düşünce, duygu ve hayallerin dil aracılığıyla sözlü veya yazılı olarak biçimlendirilmesi sanatıdır. (TDK)

Edebiyat bizde bir amaç olmaktan ziyade genellikle araç olarak kullanılmıştır. Yani Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş, Hacı Bayram gibi tasavvuf büyüklerimizden tutun; Mehmet Akif, Necip Fazıl, Halide Edip'e kadar birçok şair ve yazarlarımız edebi kaygı gütmeden önce toplumsal bir kaygı güderek eserlerini bu çerçevede oluşturmuşlardır. Yani edebiyattan önce edep kavramı üzerinde yoğunlaşarak halkın ihtiyaçlarını, toplumun sorunlarını ve ahlaki değerleri ön planda tutmuşlardır.

Yunus Emre'nin şiirleri, Mevlana'nın öğütleri, Hacı Bektaş ve Hacı Bayram'ın tasavvuf yorumları ile yoğrulan edebiyatımız Mehmet Akif, Necip Fazıl, Arif Nihat ile birlikte doruk noktaya ulaşarak bizlere sunulmuştur. Edebiyatın, şiirin, hikayenin kutsal bir amacı varsa okuyucuda vücut bulur. Nitekim İstiklal Marşımızı ele alalım, Mehmet Akif bu şiirle edebiyat yapma kaygısı mı güttü? Güzel bir şiir yazayım da okuyanlar beğensin diye mi düşündü? Elbetteki hayır, onun bu şiiri yazarken kutsal bir kaygısı vardı: "Vatan" O vatanı için bayrağı için ve sahip olduğu değerleri yitirmemek için bu şiiri yazdı. Şimdi düşünmenizi istiyorum, hangi şiir İstiklal Marşı kadar ruhumuza işliyor, hangi şiir bize biz olduğumuzu bu kadar iyi hatırlatıyor ve hangi şiir zihnimizden hiç çıkmamak üzere bu derece kazınmış? Elbetteki hiçbir şiir, hiçbir şiir İstiklal Marşımızın bizde uyandırdığı etkiyi uyandıramaz; çünkü hiçbir şiir o duygularla yazılmadı ve inşallah bir daha da yazılmaz.

Görüldüğü üzere bizim edebiyatımızda istisnalar haricinde aslolan edep kavramını ortaya çıkarmaktır. Bu şekilde kutsal bir amaca hizmet eden eserler zihnimizde kendine çok kıymetli bir yer edinerek asla silinmiyor.

Bizim edebiyatımız diğer milletlerin edebiyatlarıyla kıyaslanamayacak derecede ileri ve üstün bir edebiyattır. Hümanizmi ta 13.yy'da şiirlerinde işleyen ve "Yaratılanı severim yaratandan ötürü." diyen bir Yunus Emre hangi milletin edebiyatında mevcut? Şimdi günümüzde insan sevgisi hümanizm adıyla Batı ülkelerinin edebiyatından yayılmış gibi gösteriliyor, biz de özümüze sadık olmak yerine batı hayranlığı güttüğümüz için bu kavramı onlardan aldığımızı düşünüyoruz. Halbuki bu kavram yüzyıllar önce batı karanlıklar içinde boğuşurken bizim topraklarımızda hüküm sürmekteydi; ama biz özümüze dönüp bakamadığımız için değerlerimize de sahip çıkamıyoruz. Bu sadece küçük bir örnek bu ve bunun gibi nice örnekler mevcut.

Hem millet olarak hem de edebiyat olarak kendi gücümüzün farkında değiliz, bu topraklar bir Yunus Emre bir Mehmet Akif yetiştirebildiyse özünde hem edep hem de edebiyat fazlasıyla mevcut demektir ki bizim kutsal şairlerimiz, yazarlarımız ve tasavvuf büyüklerimiz saymakla bitmez.

Konumuzun biraz dışına çıksak da bu yazının edebiyat sözcüğünü ve edebiyatımızın özünü oluşturan edep kavramını anlayıp irdelememizde faydalı olmasını umut ediyorum ve edebiyatla ilgili bu yazımı noktalıyorum. Edebiyatla ilgili diğer yazılarımı okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz, herkese mutlu günler diliyorum 😊

18 yorum:

  1. Özümüzde edeb olduğu için güzel insanlar yetişmiş edebiyatımızda. Keşke biraz daha sahip çıkabilsek. Bu güzel yazı için teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim, keşke hakkıyla hem kültürümüze hem de edebiyatımıza sahip çıkabilsek. Ben de teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için...

      Sil
  2. Lisedeki edebiyat öğretmenim söylediğinden beri ''eline, diline, beline sahip ol' hem içimdeki edebiyat sevdasının hem hayatımın düsturu olmuştur. Emeğinize sağlık çok güzel anlatmışsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocanız çok önemli ve güzel bir noktaya değinmiş, sizin adınıza da sevindim. Teşekkür ederim güzel yorumunuz için.

      Sil
  3. Daha önce bırakın aklıma gelmeyi düşünüp araştırmamıştım bile Edebiyat kelimesinin anlamı. Sayenizde öğrendim ki Adap'mış. Gerçekten çok ilginç

    YanıtlaSil
  4. Benim bildiklerimden daha fazla bilgi kattın. :)

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel bir yazı olmuş, topluma faydalı bir yazı doğrusu. Sizin söylemenizle anladım Edebiyat kelimesinin kökü ve Arapça anlamını... Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, beğenmenize sevindim. Umarım dediğiniz gibi okuyanlara faydalı olur, rice ederim :)

      Sil
  6. Edebiyat bu kadarmi güzel anlatılır canım benim çok faydalı bir bilgi olmuş yüreğine ve kalemine sağlık 😘

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, böyle düşünmenize sevindim :)

      Sil
  7. 😊😊😊Rica ederim ben hep böyle düşünüyorum canim...gizli hayranın❤❤tabiki ablan seni seviyorum canım içi öptüm 😘😘
    🤗🤗🤗

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haha :) Tahmin etmiştim zaten yorumundan senin olduğunu da emin olamadığım için belli etmedim :) Sağ ol ablamm, ben de sizleri çok çok öpüyorum :)

      Sil
    2. :))))tahmin edeceğini biliyordum canım😊😊😊çok güzel bir sayfa yolun açık olsun ablamm 🙋‍♀️🙋‍♀️🙋‍♀️

      Sil
    3. Amin, inşallah ablam. Sen güzel diyorsan güzeldir :):)

      Sil
  8. Şimdi bakıyorum çevreme Edeb? fazla kalmadı. Türk Dili iyice değişik bir hal aldı. Harika bir şekilde edebiyatın anlamını anlatmışsın. Çocuklarımız edebiyatın önemini anlamıyor yada yanlış eğitim görüyor bilemiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yanlış eğitim gördükleri kesin, burada ailelere de büyük rol düşüyor. Eğitim her şeyden önce anne karnında başlıyor, okullarımızın hepsi de pek yeterli değil maalesef. Hal böyle olunca hem maddi hem manevi eğitim de edep de toplumda azalıyor. Teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için.

      Sil

Yorumlarınız Bizim İçin Kıymetlidir, Düşüncelerinizi Paylaşırsanız Seviniriz :)

Blogger tarafından desteklenmektedir.